2008-2009 sezonu süper lig değerlendirmesi

oldukça heyacanlı ,an ve an değişken skorlu ,puan durumunda neyin ne olacağının belli olmadığı bir sezon geçiriyoruz . GS,BJK,FB,TS ve Sivaspor’un hatta ve hatta Bursaspor’un bile matematiksel olarak birbirleriyle çeşitli kombinasyonlar yapıldığı takdirde şampiyonluk ,şampiyonlar ligi ve uefa gibi turnuvalarada katılma şansı son ana kadar belli olmayacak bir sezon geçiriyoruz.

bu durumda’da genel bir değerlendirme için geç bile kaldım , galatasaray taraftarı olarak önce kendi takımımı eleştirmek ,değerlendirmek isterim.

ilk olarak son 10 sene kıyaslaması yapıldığında bu sezon yapılan transferleri ,transferlerden alınan verimi düşündüğümüzde transferler başarılı fakat alınan verim başarısızdır . baros,kewell ,santics üçlüsünden kaleci olarak santics’i beğenmediğimi söylemeliyim . tıpkı mondragon’un nasıl önemli ve alınması gereken ,kazanılması gereken maçlarda yokyere yediği goller yüzünden beğenmiyorsam ,santics’ide yaptığı önemli kurtarışlar olmasına rahmen yeterince başarılı bulmadığımı söylemeliyim. aykut erçetin bence mondragon varken bile oynatılmalı ,santics transferi yapılmamalıydı .orkun’da asla 1. kaleci olabilcek kapasitede değil , kaldı’ki aykut’un son altı haftada çıkardığı maçlarda 2007-2008 sezonunda şampiyonlukta payı olmuştur.

bu bağlamda galatasaray’ın kaleci transferine ihtiyacı olmadığını düşünüyorum. baros ve kewell ikilisininde kapasitelerinin tam olarak sergilenmediğinin ,bununda etkisinin takımın tam anlamda verimli maçlar çıkartamadığından kaynaklandığını düşünüyorum. çünkü sezonun ilk yarısının son 3-4 maçında gs takımı olağanüstü maçlar çıkartmış ,hatta oynadığı tekpaslarla ,ayağa toplarla ,boş alana atılan toplarla ve kontrataklarla yenemiyeciğimiz takım olmadığı hissi uyandırmıştı bana ,fakat skiibbe’nin devre arasındaki antreman ve çalışma programı yetersiz olacakki takım ikinci yarı bambaşka bir görüntüye bürünüp avrupa maçları haricinde hirçbir maçta istediğim başarılı topu sergileyememişti.

tabiyki bunun etkisi en çok istediği zaman oynayıp ,istemediği zaman oynamayan lincoln’den , takımda yaşanan talihsiz ve anlam veremediğim uzun uzun sakatlıklardan ve son olarak disiplinsiz hareketler yüzünden görülen sarı-kırmızı kart cezalarından .

hele birde bunlara ligde alınan malubiyetler ve beraberlikler serisi eklenince , avrupada’da öne geçilen ,tur’u garanti edildiği maçta kupayı zorla adamlara teslim edince böyle bezmiş,sezonun sonunun gelmesini bekleyen topçular görmeye mahkum olduk maalesef.

genel olarak futbolcu değerlendirmesi yaparsak ,sabri ,ayhan ,lincoln takımdan kesinlikle gönderilmeli . istediği zaman oynayıp ,istediği zaman oynamayan bir topçu galatasaray’a yakışmıyor ,kaldı ki tv’den izleyenler bilir terlemiyor bile …

sabri oldukça disiplinsiz ve çıktığı ilk diyarbakır maçından beri’de oynadığı futbol üzerine hiçbir koymayan gelişimsiz bir topçu ,sadece milli takım maçlarında ayda yılda bir kendini aşan hareketlere ,sutlara ,tam isabet ortalara imza atmış bir topçu. milii takımda oynamasının sebebide belkide sağ bek yetiştirememiş Türkiye’de sağ bek yerine konulmasındandır.

ayhan’a gelince ,artık galatasaray gibi bir takım başarılara imza atmak istiyor ,avrupada başarılar istiyorsa ayhan ve ayhan gibi pasif top oynayan topçulara orta sahayı teslim etmemeli.

top çalıp ,top almak ,aldığı topları derinlemesine kullanmayı denemeden ya arkasındaki takım arkadaşına yada yanlara servis etmek herhalde her topçunun yapabilceği vasıfsız bir topçuluk karakteri olsa gerek.

orta sahada oyun kuruculuk görevi üstleniyosan yada libero oluyosan yapman gereken takım savunmasını rahatlatmak ,ileri veya kanatlardaki oyunculara servis yapmaktır. direk koy oraya aynısını oda yapar, topu direğe açılı vurursun hop kanatlara ,tam tik vurursun hop kendine geri gelir ,ayhan’ın da yaptığı maalesef çoğunlukla bunlardan ibaret ,derinlemesine paslar attığı ,oyun kuruculuk yaptığı maçlar yok denecek kadar az ,oynadığı bunca sezona ,maç’a rahmen topçuluğun üstüne çok az şey koymuştur.

gelelim yapılması gereken transferlere ,kesinlikle sağ bek alınmalı. as veya yedek oyuncu olarak farketmez ,serkan kurtuluş tam anlamıyla yeterli değil ,kumaşı iyi ama çıtayı yükseltmiş bir takım olmak isteniyorsa ,kewell ile arda ile baros ile oynacak pişmiş bir sağ bek kesinlikle alınmalı.

stoperlere diycek pek sözüm yok ,servet çetin olağanüstü mücadele örneği gösteriyordu. zaten sakatlanmasından sonrada galatasaray maçlarında bariz savunma anlamında eksikliği belli oluyor. hamburg maçında belki oynasaydı uefa kupasında final oynabilirdik.  emre güngör ‘de maalesef talihsiz ve anlam veremediğim sakatlıktan kurtulamadı ,ilerisi için eğer sakatlıklardan kurtulup belli bir istikrar’a kavuşursa zaten milli takımında banko oyuncusu olacağı kesin.

emre aşık’a gelince oldukça başarılı bir stoper ,tek kötü ve onu başarısız kılan özelliği kırmızı kart ve penaltı tehlikesinin olması.

nonda ise istikrarsız bir sezon geçirdi ,alternatifi alınacaksa gönderilebilir. yok alınmayacaksa ağırda olsa geriye gelip top alan yapısı ,savunmada kendini marke ettirip adam eksiltmesiyle , assistleriyle oldukça etkili bir topçu.

daha çok galatasaray değerlendirmesi gibi olsada ,son olarak yönetim hatalarından bahsetmeden galatasaray yazımı bitirmiycem .

felkamp’ın gitmesi ,tekrar gelmesi ,ümit davala’nın görevden alınması ,adnan sezgin’e duyulan güvensizlik hissi ,lincoln’un disiplinsiz hareketlerine karşılık basiretsiz hareketler ve en önemlisi takımın yürüdüğünü göre göre ,disiplinsiz hareketlerine göre göre federasyon’a ,hakemler’e başarısızlıkları fatura etme en büyük yanlış.

önce kendi kapının önünü süpüreceksin diye eskilerin dediği vecize var , federasyon ,hakemler,mhk yanlışlar yapmış olabilir. yapacaktırda , burası Türkiye ,artık yapılmasa bile paranoyaklıktan yapılmıştır diye düşündüğümüz bir ülkede yapılacak şey çok açık ve basittir.

kaldı’ki bunu başaran tek takımdır belkide galatasaray , 2005-2006 sezonunda binbir güçlükle ,sakatlıkla, parasızlık ,hakem hatalarıyla ,rakiplerin elleriyle attığı goller olmasına karşın sonuna kadar mücadele edip şampiyon olunmuştur.

ona buna bahane bulunmaktansa kendi takım oyunumuza ,yönetim hatalarımıza baksaydık belkide şu anda hacettepe yenilgisi olmaz bizde şampiyonluk,şampiyonlar ligi hesabı yapıyor olurduk. bülent gibi galasaray ile özdeşleşmiş bir insan’ı efsane’yi bırak takımdan göndermeyi ,3-4 senelik sözleşme yenilemeyi konuşuyor olurduk.

gelelim bjk ve fb’ye ,yönetim hataları olduğunu galatasarayda olduğu gibi söylemeliyim . profesyonel olarak yöneticilik yapılmıyor Türkiye’de hibçir klüpte . hep duygusal yaklaşımlar ,ahpap çavuş ilişkişi ile işler yürüyor. çok rahat antrenörler değiştirilip,yerine hemen bir yenisi bulunuyor. belkide yılmaz vural’ın süper ligde çalıştırmadığı takımların gs,fb,bjk olduğunu düşününce ne kadar aceleci ve anlık yaşadığımızı anlarız. birde bunun üstüne aynı yılmaz hoca ve onun gibi antrenörlerin ayrılıdığı takımlara aradan belirli süreler geçtikten sonra 1-2-3 ‘er defa tekrar görev yaptığını düşününce hatalar zinciri almış başını gidiyor …

milli takımda bundan nasibini alıyor tabiyki ,ne zaman ne kurtaracağı belli olmayan ,disiplinsiz volkan milli takım kalecisiyken ,sabri takımda alternatifsiz sağ bek iken ,hakan şükür gibi bir efsanenin yokluğu aranıyorken ,yerine alternatifi bulunmamışken vay Türk futbolunun haline…..

üç büyüklerin harcadığı bunca paralara rahmen aldıkları başarıları düşününce sivasspor’u ,bursaspor’u ,trabzonspor’u tebrik etmeden takdir etmeden geçmek olmaz. hele sivasspor’un istikrarlı bir şekilde yoluna devam ediyor olması önemli ve takdir edilmesi gereken başka bir başarı. ilerisi için olumlu rekabet ortamı olacak gibi gözüküyor fakat ,bu rekabet ortamının yanında başarılı ve göze hoş gelen futbol olması şart..

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir