Kategori arşivi: kültür-sanat

kdz. Ereğli festivali …

Zonguldak ve çevre illerdeki vatandaşlar bilirler ,her sene Ereğli festivalleri çok çoşkulu , dolu dolu geçer . bu sene şeçim sonrasında bütün devir teslim törenlerinden sonra olduğu gibi “enkaz teslim alma edebiyatı” yapıldı. bu “edebiyat” şimdi’de Zonguldak belediyesi için ve Kdz. Ereğli belediyesi için yapılıyor ,daha da yapılacağa benziyor. Okumaya devam et

Nazım Hikmet memleket ,memleket Nazım Hikmet…

değerlerin ,demokratik hareketlerin ,insanca yaşam için gereklerin ,sonradan farkına varıp yada varıldığını gösterip türbinlere oynama niyetiyle , sonradan değer kazanmasını sağlıyor , kağıt üstünde “günah çıkartıyoruz” ülke olarak. Okumaya devam et

açılış büyük madenci yürüyüşle…

30 kasım 1990 – 6 şubat 1991 arasında 70.000 maden işçisinin gerçekleştirdiği, Yıldırım Akbulut’u koltuğundan eden, Türkiye işçi sınıfı tarihinde gerçekleşmiş en büyük işçi grevlerinden büyük madenci yürüyüşü ile  başlıycak festivalin 1 mayıs’da açılışı yapılacak . Okumaya devam et

fotoğraf ve ahşap yontu sergisi, yer :AKM

Zonguldak’ta zonguldakspor yazımda belirtiğim gibi büyükşehirlerden farklı olarak sportif aktivite eksikliği ve tiyatro ,sanat eksikliği hissettirdiğini paylaşmıştım. zaman zaman ,çok enderde olsa AKM’de yada GMİŞ salonunda etkinlikler oluyor ama her haftasonu yada canınız sıkıldığı zaman gidebilceğiniz sanatsal ve kültürel etkinlik maalesef sinema ile sınırlı kalıyor. görsel sanatlarda bunlara eşdeğer tabiyki, el sanatları ,fotoğrafçılık da bir o kadar etkili sosyal aktivitelerden. Okumaya devam et

Dünya Tiyatro Günü

Bir gün gecikmeli de olsa “Dünya Tiyatro Günü”nü burdan sizlerle kutlamak nasip oldu. Dün, bugün ve belki yarın yapılan bütün aktivitelere yoğun katılımın olduğu ve insanların tiyatroya biraz daha yaklaştığı ve biraz daha sempati duyduğu bir “Dünya Tiyatro Günü” olmasını dilerim. Bizde “Tozlu Sahne Amatör Tiyatro Topluluğu” olarak ilk “27 Mart”ımızı kutladık. Bu da bizim için ayrıca bir mutluluk kaynağı oldu. Tiyatro’nun tüm kayıplarını burdan rahmetle anmak, tüm kazanımlarına ise yolları açık olsun demek istiyorum.

Hepinizin “Dünya Tiyatro Günü” kutlu olsun…

“Güneşi Gördüm”

Bende “Eksantirik” e ek olarak birkaç şey söylemek istedim bu filme. Geçenlerde gittim ve filmi izledim. Gördüğüm kadarıyla filme ilgi büyük. Yine iyi bir gişe yapıcak gibi duruyor. Mahsun Kırmızıgül’ün 2. filmini çekeceğini duymuştum. Ancak çekimlerin başladığını bir gece geç vakitte Harbiye’de yakın bir arkadaşımla önümüzü kestiklerinde anladım. Kibar bir bey, beklememizi veya karşı kaldırımdan yürümemizi rica etti bizden. O sırada en popüler olan bölgede filmin “travesti”li sahneleri çekiliyormuş. Ondan sonra herkes gibi bende merakla beklemeye başladım filmi. Çünkü “Beyaz Melek” etkileyici bir film olmuştu. “Güneşi Gördüm” de, yine güçlü kadrosu ile dikkat çekiciydi. Okumaya devam et

Atatürk’ün odasındaki gizemli hint halısı..

bazen tesadüfler o kadar süphe ve gizem uyandırır ki insanın içinde , işte bu gizemli halı’da mevzu bahis Atatürk olunca bir o kadar daha fazla  şüphe uyandırdı bende. pek hurafelere falan inanmam ,pozitif bilimden yanayımdır, ama okuyunca ,görünce oldukça şaşırdım . hatta fırsat bulunca hemen yerinde gidip görmeyide planlarımın arasına koydum. Okumaya devam et

Yusuf Hayaloğlu…

hem şair ,hem ressam ,hemde müzik adamıydı. rahmetli Ahmet Kaya’nın kayınbiraderi Yusuf Hayaloğlu hayatını kaybetti. Özellikle ressistaller albümünden ,Ahmet Kaya şarkılarındaki beste yapılmış  şiirlerini dinledim . oldukça kaliteli ,anlamlı ,etkili şiirler benim için, bestelerle bir o kadar uyum içerisinde. Okumaya devam et

İNADINA TİYATRO

Tiyatro, gerek çıldırmış tanrıları sakinleştirmek adına, gerekse soylu kişilerin cenaze törenlerinde, kısacası her coğrafyada varlığını sürdürdü. Her ne kadar tek tanrılı döneme geçişte (6. yy) yasaklansa da Rönesans döneminde tekrar dirilişi ve kimi dönemlerde resmi tatil ilan edilip zorunlu kılınması onu bu günlere taşıyor. Okumaya devam et

Gidenlerin Ardından…

Çok fazla birşey söylemeye gerek yok aslında. Yine bir “Usta”yı kaybettik. Gazanfer Özcan!!!

O 1947 yılında tanışmıştı “Tiyatro”yla, oyunculukla ve 62 yıl boyunca yaşayacağı bir tutkuya dönüşmüştü daha ilk günden itibaren. Okul müsamereleri, temsil kurulu derken Şehir Tiyatroları’nın çocuk ekibinde aldı soluğu. Amcası “Sanatçı” olmaya heveslendiği için evden kovulmuştu yıllar önce. Bu yüzden ailesinden gizliyordu “Tiyatro” sevdasını. Okumaya devam et